içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BİR SELAM SAL SABAH OLSUN: OZAN TELLİ

Bugün bu yazıyla yakın tarihimizdeki olaylarin mazlum ve mağdur  kişilerin üzerinden adeta silindir gibi geçip,bireysel yiğitliklerle  örülü izlere rastlayıp derin bağlılıkların yanında derin acıların da yaşandiği bir zamana götürmek istiyorum sizleri. 
  Zaman eskidikçe, her coğrafyada yaşanmış  acı veya tatlı  tarihsel olaylar yaşanmakta olan günlerere ışık tutar.
Biliyoruz ki her olay kendi süreci ve zemininde bir anlama sahiptir ve her şahsiyet de kendi kuşağı içinde anlam bulur.
 İşte 70’li yılların sisli ve puslu Türkiye'sinin küçücük bir kasabasında  yaşanmiş trajedinin kahramanı olan ve bugün ünü sınırlamızı aşmiş şairimiz Ozan Telli ile tanıştırayım önce sizleri.

1950 yilinda Telli köyünde doğar.
Çocukluk dönemlerinde köyde ve sürekliliği olmayan bir eğitim sürecinde  geçerken, ırgatlık ,seyyar satıcılık ve işçilik yaparak yaşam kavgasına başlar.

Bir söyleyişinde Ozan Telli:
"Haksızlık ve zulme karşı savaşım, altmışlı yılların ortasında, daha yeni yetmeyken grubumla birlikte çocuk yaşlarımda başladı. Kabadayılık ve külhan kültüründen Sosyalist kültüre evrildim."der.
 Ve devam eder Ozan Telli:
"Yörede ilk köy ve eğitim çalışmalarını ben örgütledim.Yoksul köylünün, küçük esnafın, gençliğin önemli bir bölümünün, ırgatların, "omuzu kendirli" hamalların dostluk ve yoldaşlıklarını kazandım.Daha sonra girdiğim tarım okulunda da düşüncelerim ve kültürel çalışmalarım nedeniyle kovuşturmalara ve soruşturmalara uğradım.Yaşamım boyunca sürgünler,vurgunlar,işkenceler gördüm." demiştir.

 Yöremizde Ozan Telli'nin gençliğine tanik olan yığınlar:
"Gerçekten de öylesine cesur ve olanca gücüyle haksızlığa ve zalimliğe karşı başkaldıran bir kişilikti"derler hâlâ.
   
   Türkiye'nin en sancılı süreçlerine  yirmili yaşlarda yakalanir. 
   68 kuşaği gençliğinin yönelimindeki kapitalist statükoya ve köhneleşmişliklerine karşı olan başkaldırılarda  gençlik lideri olarak görürüz onu. 
  O dönemlerin baskıcı ve kuşatmacı anlayışı;gençlere  hareket sahası tanımıyor, insanı insani değerlere yabancılaştırmak, hiçleştirmek ve özgür gelişme yolunu kapatmak isteyen anlayişa karşi Ozan Telli idealleri ve özgürlüğü uğruna başkaldırıyordu!
 Bu kararlılıkla İslahiye'de  bir avuç arkadaşıyla Devrimci-Gençlik  örgütlenmesine öncülük eder.Kasabamízda ilk eylemlerini yapmak üzere Atatürk büstüne çelenk koymaya giderlerken asılsız ve yalan kışkírtmalara inanan yerel halk, bu yürüyüşü benimsemez ve gençleri abluka altina alarak adeta linç etmek gibi üzücü ve talihsiz bir olaya imza  atar.
 Bu kuşatmayı tek başina yarar ve yiğitçe direnir genç Ozan Telli!
 Kasabada olağanüstu gergin bir süreç hakim olur.Bu olayda tarih ,adeta yarılır ve kadim kasabamızda medeniyet,hoşgörü,sevgi ve saygı bir süreliğine kayıp olup gider(!)
 Bu talihsiz olay kasabamızın hafizasında
"saç ve faul kesmek kot pantolon giyenleri darp etmek" gibi dünün yarası ve ayıbı olarak tarihe geçer maalesef!
 Bu olaylar sonrasí,Telli uzun bir süre görúnmez bizim oralarda.
  Bir radyo haberiyle daha sonra  sekiz sütuna manşetten verdikleri savcılık  ifadelerinden ,
 Filistin Kamplarında İsrail Siyonizmine karşi mücadele ettiklerini,Filistin dönüşü  geçiş yaptıkları Samandağ Bölgesi'nde birkaç arkadasiyla yakalandiklarinı öğrenir bütün yöre halkı.
 Ve uzun süren yargılanmalar ve sorgulanmalar sonucunda  yillarca sürecek mapusluk dönemine merhaba der Ozan Telli.

Mapusluk Ozan Telli'yi sadece olgunlaştırmaz.
Bazen Köroğlu gibi namli bir yiğit,
bazen güçlüye karşi Dadaloglu olurken yüreğinin yumuşaklığiyla Karacoglan olur dizelerinde.
Zulalarinda biriktirdikleri kardeşlik şiirleriyle 
CAN YÜCEL Usta ile Adana kavşağinda yollari kesişir.Aynı meydanda volta atarlar gün törpüsüne.
 
Gönül telimize dokunan dizeleriyle Anadolu’nun sesi, halkımızın dilidir artık Ozan Telli.
Şiirlerinde aşka ve sömürüsüz  bir topluma olan sosyalist inançlarindan hiç ödün vermez!
Şiirinin ana temalarini toplumcu  bir başkaldiriyla sorgulayan, yoksul halkina sahiplenmeyi dizelerinde dile getirerek aynı zamanda halk şiiri tarzini toplumcu birleştirmeyle  çağdaş şairlerin  dünyasındaki yerini almiş oluyordu.
    O ekmek kavgasinda,tarım,yapı,metal işçiliği ve memurluk yaparak onca uğraşlar sonunda emekli olsa da yaşadığı her zeminde ,cümle puştluklara ve sokak başlarini tutmuş kötülüklere karşi  hem “dikleniyor”, hem de “dik” durmayı sürdürüyor hâlâ!
_______________
       **               **            **

 Başka kaynaklardan alıntılıyarak yaptiğim araştirmaları dikkatinize sunuyorum.

1975'de şiirleri yayımlanmaya başlandi.
1977’de Vatan gazetesinin açtığı şiir yarışmasında birincilik ödülünü kazanan şair
1978’den sonra Sanat Emeği dergisinde düzenli bicimde yazmistir.
 1979’da Özgürlük adlı kitabını yayımlayan Telli, Birikim dergisinde yazmaya başlaması ile daha çok tanınmış ve yazın dünyasına kendini kabul ettirmiştir
  1980’de Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülünü Murathan Mungan ve Turgay Fişekçi ile paylaşmış; 
Şahkulu ile “1983 Gösteri Şiir Ödülü”nü; İshakça ile “1984 Natıroğlu Şiir Ödülü” ikinciliğini ve1988 İstanbul Büyük Şehir Belediyesi,Kultur Bakanligi ve Gunaydin gazetesinin ortaklaşa Gülhane etkinlikleri çerçevesinde "Deniz Kanatli Kuş"şiiriyle birincilik kazanmistir.
1992 Kültür Bakanlığı Şiir Başarı Ödülü”nü kazanarak şiir dunyasinin saygin sayfalarinda yerini alarak ilçemizin hakli gururu olmuştur.
Daha sonra, 2023 yılında , "Kül ve Yel ", 2024 yılındaysa " Böyle Ferman Eyliyor Aşk" adlı kitapları Sidar Yayınlarından çıkmıştır.

Bu yazı 903 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI