içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı

Tarihte 24 Temmuz, Türkiye'de Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak anılır.

Çünkü 24 Temmuz 1908'de sansürün kaldırılmasıyla basın tarihinde yeni bir dönem başlamıştır.

Günümüzde ise gazetecilik hiç olmadığı kadar zor.

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da, doğru ve teyitli bilgiye ulaşmak bir o kadar zorlaştı.

Sosyal medya, gazetecilik gibi görünse de, bu işin ruhunu ve sorumluluğunu taşımıyor.

Belirli sayıda takipçisi olan herhangi biri, olay yerinden görüntüler paylaşabiliyor, hatta canlı yayın yapabiliyor. Ancak burada bir eksiklik var: Bilgi yok. Sadece görüntü var.

Yayını izleyenler, “Ne oldu orada?”, “Yerde yatan kim?”, “Sebebi nedir?” gibi sorularla baş başa kalıyor. Soru çok, cevap yok. Yorumlar dolup taşıyor ama netlik sağlanamıyor.

Oysa bir gazeteci ne yapar?

Olay yerine gider. Gözlemler. Kaydeder. Yetkililerden bilgi alır. Varsa elindeki bilgileri teyit eder. Ve en önemlisi; 5N 1K’yı yani “Ne oldu? Ne zaman oldu? Nerede oldu? Nasıl oldu? Neden oldu? Kim?” sorularını cevaplayarak haberini hazırlar.

Bu, haberciliğin temelidir. 5N 1K sadece bir formül değil; haberin eksiksiz, tarafsız ve doğru anlatılması için bir yol haritasıdır.

Sosyal medya elbette önemlidir, hatta gazeteciliği destekleyici bir güçtür. Ama asla onun yerine geçemez. Çünkü sosyal medyada eksik bilgi çok, teyit mekanizması ise yok denecek kadar azdır.

Gazetecilik, emek işidir. Sadece bir haber yazmak değil; olayın iç yüzünü araştırmak, doğruları süzmek ve kamuoyuna aktarmaktır asıl görev. Bu yüzden gazetecinin başarısı, yaptığı haberin televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında yer bulmasıdır. O, görevini yapmış olmanın huzurunu yaşar.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Basın milletin müşterek sesidir.”
Gazetecilik bir kamu görevidir. Dedikodularla değil, doğrularla hareket eder. Duyduğunu değil, doğruladığını yazar.

Bugün, 24 Temmuz’da Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutlarken; “kıymetli basın” ya da “değerli basın” sözlerinin sadece törensel söylemlerden ibaret kalması bizleri üzüyor.

Unutulmamalı:
Gerçek gazeteciliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz.

Bu yazı 155 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI